KORONAVİRÜS SALGINI ve 65 YAŞ ÜSTÜ EVDEYİZ

1953 den 2020 yılına kadar yaşadıklarımıza bir de salgın eklendi, filmler de, romanlarda, internet oyunlarında olanlar, bu gün karşımıza gerçek olarak çıktı, salgının iki aşaması var, bir bilgi sahibi olup, korunmak, iki bu sürede yaşamımıza devam etmek, önce yetkililerden, basından,Tv den, sosyal ağdan öğrendiklerimiz ve duyduklarımız da, her ne kadar bilgi kirliliği olsa da, neyin doğru neyin yanlış olduğunu, bu bilgileri fikirleri harmanlayıp, mantığımızla çözmemiz gerektiğine inanıyorum, bu arada yazımın başında 1953-2020 yazınca yaşımın 67 olduğu oraya çıktı, buda bu günlerde 65 yaş üstü sokağa çıkma kısıtlaması olan grubu gösteriyor, bilgilerden salgının adı Korona virüs, çıktığı bölge Asya Çin Wuhan kenti, başladığı tarih aralık 2019 yılı deniyor, normal yaşamımızda toplumun bireyleri olarak sağlığımıza genelde dikkat eden, hijyen kurallarına özellikle 2008 yılından sonra uyuyor ve uyguluyoruz, ama şu günlerde Koronavirüs salgını ile karşı karşıyayız ve ilk 30 günü geçtik, kısa bir toparlama yapalım ve yoğun bakımda tavana bakıp günler geçireceğimize, evde kalırız daha güzel olur diyorum Dostlarım.
Koronavirüs Salgını Aralık 2019 da Çin'de başlarken, ülkemiz de ise 2020 yılının Mart ayında gözükmeye başlıyor, milenyum çağında yaşayan, marsa gitmeye çalışan insanoğlu, salgını umursamaz tavırları, bana bir şey olmaz düşünceleri sonrası, ama yurt dışı turistik gezileri, ama umre ziyaretleri, ama yurt dışı iş gezileri, ama eğitimlerini ülke dışında yapan öğrenciler, ama yurt dışında çalışan işçiler, yurt dışında fabrikaları,işletmeleri olan iş adamları ne kadar dikkat etseler de sonunda salgını ülkeden ülkeye bulaşmasını sağlıyorlar, başta Amerika, İtalya,İngiltere, Almanya,Fransa dahil Avrupa ülkeleri ve Asya, Afrika dahil dünyadaki insanoğluna ders niteliğindeki salgın karşısında insanoğlunun şimdilik ne kadar çaresiz kaldığının bir göstergesini görüyoruz, ilacı bulunursa salgın önlenebilecek, ( italya kuzeyindeki lombardia sanayi bölgesinde Çinli işçiler çalışıyor, yılbaşı ülkelerine tatile gidiyorlar dönüşte italya korona ile tanışıyor, bu bölgede korona bilgisi alanlarda güney ve orta italya' ya göç ederek salgını tüm İtalya'ya bulaştırıyorlar, demek ki panik ve kaçma değil, sağ duyu, bilinçli hareket etmemiz gerekiyor diyorum, dünyamızın tarihinde Justinian, Kara Veba, İtalya, 3.Veba, Londra veba salgınları, Kolera, Yeni Dünya ve Japonya Çiçek salgını, AIDS, Hong Kong, İspanyol, Rus, Asya, Domuz Gripleri, Sarı Humma, Sars, Ebola, Mers hastalıklarını görüyoruz, ölüm sayıları 770 den 200 milyona kadar değişiyor, ilk önce gençler taşıyıcı, ölümler yaşlılarda görülüyor derken, daha sonraki sürede hastalık mutasyona uğradı, ölüm artık orta yaşlı ve gençlerde de görülüyor dediler, adını da Kovid-19 olarak telafuz etmeye başladılar, salgında 65 yaş üstü, kronik rahatsızlığı olanlarda ölüm riski yüksek dediler, mart ayı ortasında sağlık bakanlığından uyarılar gelmeye başladı, ama parklara gidenler, şehir, ilçe merkezlerindeki banklarda oturanların sayısında düşme görülmezken, balığa gidenler, belediye otobüsleri yine tıka basa dolu, salgına olağan üstü durumlara hazır olmayan bir toplumuz, bu arada haber, bilgi kirliği tavan yapmış durumda, Salgına kendi açıdan baktığımda sağlıkta nasıl tanı,tedavi ve ilaç için doktora gidiyorsak, bu gün yetkili organ Sağlık bakanının söylediği kendiniz için, çevreniz için, sevdikleriniz için evde kalı uygulamak en doğrusu dedim, 65 yaş üstü olmak ve ilaç kullanmamız nedeniyle eve kapandık, esasında zor günler, sokağa çıkamasak ta, yoğun bakım tavanını seyredene kadar, evde olmak güzeldir diyoruz, gençliğimizde spor yaptık, sporda antrenmanlar zorlu olur, hafta sonu futbolda 90 dakika maçınız vardır, ama hafta içi duruma göre ağırlık çalışması, kondisyon, çift kale, taktik gibi çalışmalar yaparsınız, oldukça zorludur, eğer disiplin, fedakarlık ve uyum sağlayamazsanız maçta başarıyı yakalayamazsınız, çalışma döneminde fabrikada Sivil savunmanın Sosyal Hizmetler Bölüm Amiri Görevim vardı,burada Afad'a, Savaş'ta, Kimyasal ve Biyolojik savaşta ne yapmamız ile ilgili bilgilerimiz vardı, oğlumu kaybettikten sonra anısına çıktığım Bisiklet turlarında da günler içinde belli dar alanda yaşamınız oluyor, (bisikletle tek başınıza bir yerden bir yere gitmek, gittiğiniz yerle ilgili bilgi almak, karnınızı doyurmak, çadırla konaklayacağınız yeri bulmak, ertesi gün ile bilgiyi, turun toplam süresini detaylarını yapmak uygulamak da disiplin, fedakarlık gerektiğini söyleyebilirim, ) bunlar normal yaşamınızdan tamamen ayrı bir etkinlik,ve bu etkinliğin süresi bu güne kadar benim 10 günle 64 gün arası oldu, bu sürede ev yemeğini, yatağını, duşunu, tuvaletini, çarşı alışverişini unutuyorsunuz, kısaca disiplinli olmazsanız, fedakarlık yapamazsanız, başarılı olamazsınız, yani hem tuzum kuru olsun, hem çöreğim bütün olsun olmaz, bu gün 65 yaş üstüne kısıtlama gelince evdeyim, Allahtan emekliyim, zor bir dönem, bu gün işsiz kalan işçiler, dükkanları kapalı küçük, büyük esnaf, eve ekmek götüremeyen babalar, anneler, gerçekten zor, Allah yardımcıları olsun, salgın süresince bir aşamada yaşamın devam etmesi, evde yaşama, beslenme, zamanın değerlendirilmesi olacak, önce ömrümüzde genelde sokağa bir şekilde çıkarız, alışveriş, yürüme, vs. gibi, önce kısıtlama doğrumu değil mi sorusu, bu soruyu doğru cevaplarsak gerisi kolay, salgına dik durmamız için kendim için sokağa çıkmamayı uygun gördüm, ve uyguluyoruz, çalıştığım zamanlardan alışkanlığım, kullandığımız iyi ve kaliteli ürünlerin fiyatında da indirimi varsa birden fazla alıyorduk, evde gıda ürünlerinden olanları aşırı olmamak kaydıyla takviyeledik, ekmeği fırından, sebze ve meyveyi pazardan alan biri olarak, ilk defa şehir dışında yaşayan çocuklarımızdan gıda kolisi geldi, (hani köy bağlantılı olanlar tarhana, makarnamız, unumuz köyden geldi derlerdi ya bizde ilk defa onu yaşadık,) ilklerimizden biri olarak yazıyorum, bu arada son 7 yıldır Bisikletle şehirler arası çadır konaklamalı tur yapınca çevremizde kimse beni 65 yaş üstü olarak tahmin etmiyormuş, bir taraftan güzel ama biz evdeyiz arayan soran olmuyor derken ekmeğimiz bitti,sokağa çıkma kısıtlaması ve para cezası var, ne yapayım kimseden bu güne kadar bir yardım istemedim, alışkın değilim, kuralı bozmak yok, turunç masayı aradım, 155 i aramamı söyledi, telefonla aradım, Antalya Muratpaşa Kaymakamlığı Vefa sosyal Destek Grubu kayıt derken gece saat 21.00 e doğru zil aşağıdan çaldı bir trafik, bir karakol polisi olmak üzere 2 görevli ihtiyacımız için geldiler, ilklerimden bu güne kadar kapıma gelen polis olmamıştı, efendi, yardımsever görevli polislere 10 ekmek siparişi verdik, 20 dakika sonra fırından yine çıkmış mis gibi ekmeklerimiz geldi, facebookta paylaşınca dostlarımızdan abi biz seni 65 yaş üstü düşünemedik,ve ama mesaj, ama telefonla bir ihtiyacınız olduğunda yanındayız diye destekler geldi, iyi insanlar teşekkürler, evdeyiz sokağa çıkmadan günler devam ediyor, abur cuburları şimdilik aramıyoruz, eşimin beslediği sokak hayvanlarını artık 2 komşumuz besliyor, yer yer eşim balkondan destekle besliyor,eşimle en büyük sıkıntımız Uncali daki oğlumuzun kabrini ziyarete gidemiyoruz, ve özlemini çekiyoruz,günde 1 le 2 ekmek arası harcıyoruz, ekmek bitme noktasında gelen günde telefonda Ecz. Tuba kardeşimiz biten ilaçımız varmış, gelirken ihtiyacınızı getirebilirim dedi, 10 ekmek, yoğurt, un güzel insanlar, ilaç ve ihtiyacımızda geldi, köşede duran kutuları karıştırdım, tarihi yazılar, resimleri bir gözden geçirdim, ve oğlumuzu kaybettiğimizde beri eşim resimlere bakamıyordu, sonra bakarız diyordu, ilk defa resimlere bakmak istedi, 3-4 gün resimlerin bir kısmına baktık, daha bakmadıklarımız var, eski günlere, yıllara şöyle bir daha gittik, aşırı yemek yeme yok, yine ekmek ihtiyacımız bu sefer kedileri besleyen apt. komşumuz markete giderken yine 10 ekmek aldırdık, sebze ve meyve ise sokağımıza araçlarla gelen seyyar satıcılar olsa da, sokağımızın köşesinde yıllardır sebze, meyve satan yer var, haftada bir sebze ve meyve ihtiyacımızı karşıladık, sağ olsunlar verdiğimiz listeyi hazırlayıp getirdiler, onlar köşede sebze meyve satsınlar, tel, çivi, zemin tahtası,malzemelerin hepsi var, filografi çalışması yapabilirim dedim, özlemişim, çivi çakarken, teli örerken onun keyfi harika, elektrik, su faturaları bankadan otomatik ödemede oradan hallediyoruz, yine buradan şunu yazayım, işsiz kalmak ,dükkanı kapalı esnaf olmak, kredi borcun olması, eve ailene ekmek götürememek, Allah kimseye göstermesin, çok zor, bacanak geçmişte söylerdi, deterjan temizlik maddelerini internetten alırken kargo ile eve teslim alıyoruz demişti, bizde daha önce internetten elektronik malzeme almıştım, ilklerimden olacak bu sefer gıda malzemesi siparişi vereceğim, eşim ihtiyaç malzemeleri söyledi yazdım, ürünler gününde geldi, okuduklarımızda genelde şikayet olur, kullanma tarihi ile ilgili, ürünün ambalajı ile ilgili ben şunu söyleyeyim baştan olur mu dedim, ama gördüm ki kendimizin market raflarından alacağım ürün kadar temiz ve doğru, yaptığımız gelen ürünlerin torbalarını direk balkona koyup, oradan dezenfekte bezle silip, daha sonra yerlerine kaldırdık, şu ana kadar kimseyle temasımız olmadığından tedirginliğimiz yok, sokak kapısı günlerce kilitli olarak duruyor, ilk defa cumartesi, pazar günleri 30 Büyükşehir + Zonguldak ta sokağa çıkma yasağı kondu, bizde sıfır sorun, biz zaten haftanın 7 günü sokağa çıkmıyoruz, cumartesi ve pazar Antalya Büyükşehir Belediyesi sokağımızda ücretsiz ekmek dağıtımı yaptı, 65 yaş üstü sokak kısıtlaması ile ilgili yazılacak çok şeyler olabilir, ama hastahanede yoğun bakımda oksijen tüpü, hortumlu tavanına bakana kadar evde kalmak daha iyidir, bu sürede yetkililer dahil söylenenler ve yazılanların mutlaka doğrusu yanlışı ortaya çıkacaktır, bizim tarafta ise 30 günde çok ilklerimiz oldu, en çok ekmekle ilgili ihtiyacımız oldu, esasında ekmeği yaşamımızdan çıkarabilseydik o sorunu da en aza indirmiş olacaktık, sadece Büyükşehirin ücretsiz ekmeği hariç, ekmekler, gıda ve sebze meyvelerin hepsinin paraları, ücretleri tarafımızca ödenmiştir, şimdilik ilk 30 günümüzü yazdık, inşallah salgın biter normal yaşantılarımıza döneriz, yanımızda olan Dostlarıma çok Teşekkürler iyiki varsınız, yine abilerimizi telefonla aradım, onları yalnız bırakmak olmaz, ileride okunması için web sayfamıza yaşamımızdaki ilklerimizden olan Salgın için ve bu en önemli günler hakkında bir not düşmek istedim,belki ileride unuturuz, belki hatırlamakta zorluk çekebiliriz, bence güzel oldu, yorumların tamamı kendi düşüncelerimdir,yazmak edebiyat oldukça zor inşallah iyi olmuştur Dostlarıma Çok Teşekkürler. 20 Nisan 2020

TARİH: 
2020

Yorum Yazabilirsiniz ...

Yasal Uyarı

Bu İnternet Sitesi içeriğinde yer alan tüm eserler (yazı, resim, görüntü, fotoğraf, video, müzik vb.) www.bisiklethobimiz.com’a ve Coşkun ORTAÇAKIROĞLU'na ait olup, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu kapsamında korunmaktadır. Bu hakları ihlal eden kişiler, 5846 sayılı Fikir ve Sanat eserleri Kanunu ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan hukuki ve cezai yaptırımlara tabi olurlar. www.bisiklethobimiz.com’a ve Coşkun ORTAÇAKIROĞLU ilgili yasal işlem başlatma hakkına sahiptir.